© Haber20Denizli 2022

AGD’NİN ÜNİVERSİTE BAŞKANLARI YAZ KAMPI ISPARTA’DA GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Anadolu Gençlik Derneği Üniversite Komisyonu, Şube Üniversite Komisyon Başkanları, Üniversite Başkanları ve Üniversite Teşkilat Başkanları kampını Isparta’da gerçekleştirdi. Denizli’den de katılımın olduğu kampta Üniversite Başkanlarına hitap eden Anadolu Gençlik Derneği (AGD) ve Milli Gençlik Vakfı (MGV) Genel Başkanı Salih Turhan, önemli açıklamalarda bulundu.

HİÇBİR GENÇ VE İNSAN BİZİM DÜŞMANIMIZ DEĞİLDİR

Çalışmalarında 45’inci döneme başladıklarını, aynı zamanda bu yılın Milli Görüş’ün 50’nci yıldönümü olduğunu da hatırlatarak sözlerine başlayan Turhan, “Bizim her arkadaşımızı Milli Görüşçü yapmamız mümkün değil. Ancak bizim her arkadaşımıza ulaşmamız, her üniversiteli gencimize ulaşmamız mümkün, biz ulaşılmamış, tanışılmamış, konuşulmamış bir gencimiz kalmasın istiyoruz. Hangi düşünceden, inançtan, siyasi partiden, sivil toplum kuruluşundan, gençlik yapılanmasından olursa olsun, bizim düşmanımız olan tek bir gencimiz yok. Hiçbir genç, hiçbir insan bizim düşmanımız değil. Biz ancak kötülüğe, haksızlığa, adaletsizliğe düşman oluruz. Bir insanın kötülük yapması, haksızlık yapması, adaletsizlik yapması ona düşman olmayı değil, onu bu yaptıklarından vazgeçirmeyi gerektirir” dedi.

BİZ İNSANLARA ANLATMAKLA MÜKELLEFİZ, DAYATMAKLA DEĞİL

“Biz Müslüman’ız” diyerek konuşmasına devam eden Turhan, “Bizim herkese söyleyecek sözümüz var. İnsanlarla doğru iletişim kurabiliyor muyuz? İnsanlarla aynı frekansı yakalayabiliyor muyuz? İşte Erbakan Hocamız, farklı fikirlerden, inançlardan insanları ikna etmenin gayretinde oldu ve bunun için hepimize en güzel örnekliklerden birini teşkil etti. Hocamız bunu nasıl yaptı? Önce kendini hazır hale getirdi. Alanında çok iyi oldu. Motordan, makineden, matematikten üzerine kimse yoktu. İnancını çok iyi öğrendi. İslam’ın tek bir mezhepten, tek bir anlayıştan ibaret olmadığını biliyordu. Kendisiye ilgili bir işte azimeti seçse de toplumla ilgili işlerde ruhsatı seçti. Kimseye dayatmada bulunmadı. Tarihini çok iyi öğrendi. Hamaset yapmak için değil, ders çıkarmak ve aynı hataya düşmemek için tarih okudu. Genel kültürü çok iyiydi. İçinde bulunduğu toplumu, farklı fikirleri ve inançları çok iyi öğrendi. Farklı kesimlerden insanları dinleyip düşüncelerinden istifade etti. Ortamı hazır hale getirdi. Herkesle selamlaştı. Alkol kullanıyor diye bir mesai arkadaşından uzak durmadı. Herkese ikramda bulundu. En gergin ortamları yumuşatmaya çalıştı. İnsanlara fikirlerini anlatmadan önce kendini sevdirdi. İnsanları hazır hale getirdi. Hocamız İslam’dan haberi olmayan, hatta bütün kötülüklerin sebebini İslam’dan bilen insanlara karşı tedrici bir metot uyguladı. Önce ‘İslam zararsızdır.’ Sonra ‘İslam faydalıdır.’ En son ‘Tek çare İslam’dır.’ Hocamız, akademisyenlere, gazetecilere, siyasetçilere, bürokratlara, askerlere, diplomatlara ve halka hep bu şekilde yaklaştı. Biz insanlara anlatmakla mükellefiz, dayatmakla değil” diyerek Erbakan’ın insanlarla olan iletişim metotlarından bahsetti. 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER