"Devleti devlet, orduyu ordu, halkı halk, cumhuriyeti cumhuriyet, devrimi devrim yapan o görkemli savaş...." diye tanımlıyordu Kurtuluş Savaşı'nı, merhum, büyük yazar Uğur Mumcu.
30 Ağustos 1922, Anadolu'da emperyalist işgale karşı verilen büyük mücadelenin zafer tarihidir. Ebedi Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Türk halkının, ordusu ile birlikte "ya istiklal ya ölüm" şiarıyla kazandığı zaferdir.
Tam bağımsızlık inancı ile Kuva-yı Milliye ruhunun mutlak sonucudur.
Anadolu halkının verdiği bağımsızlık mücadelesi 20. yüzyılın emperyalizme ve emperyalist işgale karşı ilk direnişlerinden biridir. Sonrasında diğer mazlum milletlere de ilham olacak ilk büyük ayağa kalkıştır, devrimdir, muazzam bir eserdir.
30 Ağustos, Atatürk'ün dehasının, Anadolu insanının cesaretinin ve Türk ordusunun gücünün yedi düvele karşı verdiği destansı mücadelenin zaferle bayram edildiği gündür.
Büyük zaferin 96'ncı yıl dönümünü heyecan ve coşkuyla kutlamanın onurunu duymaktayız. Ama asla unutmamalıyız ki emperyalist güçlerin oyunları, geçmişte olduğu gibi bu günde devam edecek. İşte bu sebeple, 30 Ağustos'un önemini, cumhuriyetin ve laikliğin kazanımlarını, Atatürk'ün yüceliğini asla aklımızdan ve ruhumuzdan ayırmamalıyız.
Bu duygu ve düşüncelerle, Ebedi Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, egemenlik ve bağımsızlık uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizi, kahraman gazilerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle yad eder, yüce Türk milletinin 30 Ağustos Zafer Bayramını kutlarım.
Yorum Yazın