Bu yazıyı bir üniversite öğrencisi olarak yazıyorum. İlk olarak iyi bir öğrenci nedir sorusunun yanıtından başlamak istiyorum. Notları iyi olup asosyal olan bir öğrenci mi yoksa sosyal olup derslerini aksatan bir öğrenci mi?...
Üniversitede 3.yılım ve ilk yılı hatırlıyorum. Herkes gibi lisenin yüklerinden kurtulamamış bir o kadar da hafif, umursamaz ve her şeyi bir an önce öğrenmek için can atıyordum. Hocalarımızla aramızda geçen muhabbetlerden biri şuydu, bizi ilk yıldan uyarıyorlar her şeyin ders olmadığını ama bunun derslerimizin kötü olması gerektiği anlamına gelmediğini aksine derslerimiz iyiyken bunun yanında sosyalliğimizin de olması yönündeydi. Bunu da ancak sivil toplum kuruluşları, topluluklar, kulüpler yoluyla elde edebilirdik. İyi öğrenci olabilmek için mesleki becerilere sahip olmak, bize verilen bilgileri almak ve bunların yanında sadece eğlence üstüne kurulu olmayan sosyal bir yaşam gerekiyor.
Bazı öğrenciler bu felsefeyi benimserken bazıları önlerinde uzun yıllar olduğunu düşünerek planlarını ötelemeyi tercih eder. Ben ilk bazı öğrenci kısmındaydım ve üniversiteyi boş geçirmek yerine bana öncelikli olarak üniversite öğrencilerine daha sonra da kendime faydasının dokunacağını düşündüğüm bir topluluk kurmam gerektiği kanısındaydım ve elbette yalnız değildim. Bizler durumun erken farkına varmış ve bir şeyler yapmamız gerektiğini düşünen tecrübesiz öğrencilerdik. İlk olarak bizi aynı paydada birleştiren fikrin ışında bir topluluk kurduk ve ardından öncelikli olarak etrafımızdaki insanları aydınlatacak daha sonra da bizi etkileyecek etkinlikler yapmaya başladık. Hem mesleki hem kişisel anlamda bizleri geliştiren bu topluluğun devamının sağlanması için 2.yılın sonunda bayrak teslimi yaptık. Artık aklımızdan geçen şey ise kendimizi ve çevremizdekileri mesleki anlamda pişirebilmekti bunun çaresi ise bölüm topluluğundan geçiyordu. Bölümümün topluluğunda aktif rol alıyor ve şimdiden okulda öğretilenlerin dışında mesleki bilgilerimin üstüne ekleme yapıyorum.
Üniversite topluluklarının genel amacına bakarsak, çoğu öğrencileri geliştirmek amaçlıdır. Ancak bu basit düşünülmüş etkinliklerle olacak iş değildir. Daha kapsamlı her zaman daha büyük fikirler insanların vizyonunu genişletir. Genç beyinler düşünmek ve uygulamakla yükümlüdür. Nitekim yeni nesil olan bizler geleceği şekillendirecek, üniversite eğitimimiz dışında kendimize kattıklarımızla, tecrübelerimizle, karar verme yetkinliğimizle kendimize değer katacağız. Bu durum ileride hem kişisel yaşamımıza hem de iş yaşamımıza olumlu yönde etki edecektir. Bir üniversite öğrencisi olarak henüz yolumu tamamlamamış olsam da değerli hocalarımın ve ailemin desteğiyle bugünkü konumumdayım ve herhangi bir öğrenci değilim.