COVİD 19 salgını sürecinde kadını iyi koruyamıyoruz. Aile içi şiddette artış var. Mutlaka salgın tedbirleri kapsamında bu konuya özel spesifik tedbirler alınmalı.
Kasıtlı kadın cinayetlerinin ağırlıklı olarak eşler-sevgililer-nişanlılar- ilişki talebinde bulunanlar veya aile üyeleri tarafından işlendiğini biliyoruz. Yani kadınlar genel olarak yaşam alanlarında tehdit altındalar. Salgın sebebiyle ev içi birliktelik sürecinin artması, kadınları aile içi şiddet-istismar gibi olaylara karşı daha korumasız kılıyor. Bu sebeple kadınlar karantinada daha yakınen takip edilmeli.
Şu anda ülkede sağlık sistemine aşırı yönelme mevcut. Odaklanmamız ağırlıklı olarak salgın ve ekonomik yansımaları haline geldi. Ancak nüfusun yarısının hayat hakkı tehlikede ve bu konuda ek önlemler alınmıyor.
Kadınlar mağduriyet yaşadıklarında virüs endişesi ve/veya hanedeki partnerin dışarı çıkış izni vermemesi-alıkoyması sebepleriyle darp raporu almak için hastaneye ulaşamıyorlar. Kadınlar şiddet altında yaşamayı sürdürmek zorunda kalıyorlar Darp sebebiyle hastanelere ulaşma sayısında azalma var. Bunun uzantısında aile içi şiddet sebebiyle koruma tedbiri için mahkemelere başvuruda azalma var ve bir diğer yansıması; kolluk birimlerinin de virüs sebebiyle 6284 s.lı yasadaki yükümlülüklerini yerine getirmesinde azalma ve mevcutlarda bir yavaşlama yaşanıyor.
Bu göstergeler bizi, aile içi şiddetin azaldığı şeklinde bir nihai veriye ulaştırsaydı keşke.
Oysa Kadın Cinayetlerini Önleme Platformunun yayınladığı Mart ayı verilerine göre sadece Mart ayı içinde 29 kadın cinayeti işlendi ve 9 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu.
Bir çok ülke covid günlerinde sağlık ve ekonomi yanısıra sosyal sorunlar özelinde bu soruna da yönelerek acil ek eylem planları devreye koydu ama Türkiye de bu şekilde bir çalışma yok ne yazık ki. Hem salgın tedbirlerinden dolayı yaşamsal olarak daha mağdur olan kadınları izleyecek hem de onların sosyal yaralarını saracak önlemler alınmalı.
İş yaşamında, sanatta, mesleklerinde, kariyerlerinde yükselerek ülkeye umut veren kadınların, hemcinslerinin mağduriyetleri karşısında hasassiyetleri ve olumsuz reaksiyonları var. Bu konuda STK lar üzerinden bir çok çalışma yürütülmekle birlikte kamusal çabaların bir üst düzenleyici olarak aktifleşmesi gerek.
Anneler Gününü bu şartlar altında kutluyoruz. Şartların ivedilikle ele alınmasını ve kadın mağduriyetlerinin önlenmesini talep ediyoruz.
Yorum Yazın